Çocuk ve Ergenlerde Depresyon
Geçmiş yıllarda depresyonun çocuklarda ortaya çıkmayacağı, depresyon gelişmesi için çocukların yeterince olgunlaşmamış olduğu düşünülürdü. Ancak geçmişte sanıldığının aksine çocuklar ve ergenler de depresyona girebilir. Özellikle kız çocukları bazı psiko sosyal etkilerden dolayı depresyona daha yatkındır.
Çocukta depresyona yol açan bir çok etmen vardır. Ailenin genetik yapısının çocuğa aktarıldığı ve bu genetik aktarımın çocuğun mizaç ve duygulanım düzeylerine etki ettiği bilinmektedir. Genetik etkilere ek olarak çocuklukta içinde bulunulan olumsuz aile ortamı depresyon oranını iyice yükseltmektedir. Olumsuz aile ortamı dendiğinde aile içi iletişim sorunları, çatışmalı ilişkiler, duygusal destek azlığı, sosyal desteğin olmayışı, boşanma, madde bağımlılıkları, cezalandırıcı ebeveyn ve benzeri durumlar akla gelmelidir. Ayrıca bir yakının kaybı ya da ölümü çocuğun depresyona girmesine neden olabilir.
Hormonel bozukluklar, vitamin/mineral eksiklikleri, kronik rahatsızlıklar veya nörolojik problemler gibi beden sağlığıyla ilgili konularda çocuğun depresyon düzeylerini büyük oranda etkilemektedir.
Belirtiler
Depresyon kendini duygusal, davranışsal, fiziksel ve zihinsel biçimlerde ortaya koyar. En belirgin özelliği kişide yarattığı çökkün ruh halidir. Depresyondaki kişi genelde üzgün, karamsar, öz beğenisi azalmış, ve ümitsizdir. Kendini mutsuz ve yalnız hisseder. Bazen gerginlik, öfke, huzursuzluk gibi durumlar da çökkün ruh haline eşlik eder.
Çocukluk dönemi depresyonunda uyumak istememe, kabuslar görme, arkadaşlarından uzaklaşma, dikkat dağınıklığı, benlik algısında bozulma, kendini değersiz hissetme, sevilmediğini düşünme gibi belirtiler görülür.
Çocuğun sıklıkla ‘’hiç arkadaşım yok’’, ‘’beni kimse sevmiyor’’, ‘’yaşam sıkıcı’’ gibi cümleler kurduğu görülür.
Okul başarısı düşebilir, dikkatini toparlamakta, hatırlamakta ve ders çalışmakta zorlanır.
Eskiden hoşlandığı etkinliklerden keyif almaz. Oyunlardan ya da arkadaşlarıyla olan ilişkilerinden uzaklaşır.
Ağlama nöbetleri ve aşırı hassaslık görülebilir.
Yatak ıslatma, kabızlık, ishal, karın ağrıları, kas ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Tüm bunlara kendine zarar verme düşünceleri eşlik edebilir.
Herkes zaman zaman kendini mutsuz, ümitsiz, karamsar ve depresif hissedebilir. Bazen herkesten uzaklaşmak, sosyal ilişkilerden kaçınmak ve kendimizle baş başa kalmak isteyebiliriz. Kötü olaylar yaşayabilir veya bir yakınımızı kaybedebiliriz. Yaşam bazı dönemler oldukça stres yaratır ve bu strese karşı zihnin tepki üretmesi kaçınılmazdır. Ancak çökkün ruh hali yaşanan olayla orantısız olduğunda, işlevselliği ciddi anlamda bozduğunda ya da çok uzun sürdüğünde geç olmadan bir uzmandan destek almak gerekmektedir.
Müge Tamar, Çocuk ve Ergenlerde Depresyon
Sedat Karakuş (2003), Anne-babası boşanmış ve boşanmamış çocukların depresyon düzeylerinin incelenmesi ve okul başarısına yansıması.
Zahide Yorgancı (2006), Öğrenme güçlüğü görülen çocukların anksiyete ve depresyon düzeylerinin bazı değişkenler açısından karşılaştırmalı olarak incelenmesi
Cinsel terapi, aile danışmanlığı, eğitim danışmanlığı, kurumsal eğitimler için bilgi ve randevu formu üzerinden iletişim kurabilirsiniz.