Tik, aniden ortaya çıkan, yineleyici ve istemsiz basma kalıp motor hareket veya ses çıkarma olarak tanımlanmaktadır. En sık yüz kaslarında görülür. Göz kırpma, dudak hareketleri, kaş kaldırma, boyun oynatma, baş sallama, omuz oynatma gibi çok çeşitli hareketlerden biri veya birkaçı ortaya çıkmaktadır.
Tik bozukluğu taşıyan kişilerde ayrıca eşlik eden konuşma ve davranış bozuklukları, dürtüsellik, hiperaktivite, obsesis kompülsif bozukluk, uyku bozukluğu, huzursuzluk gibi sorunlar da görülebilmekte ve bu sorunlar kişinin yaşadığı zorlukları artırmaktadır.
Alışkanlıklar bilinçli ve istediği zaman durdurulabilen hareketlerdir. Oysa tik, istemsiz, otomatik bir biçimde ortaya çıkan, yönetilemeyen ve durdurulamayan hareketlerdir.
Tikler genellikle stres ve yorgunluk zamanları gibi bazı dönemlerde artış gösterirler. Yani zaman ve duruma göre yoğunluğunda değişimler görülür. Bazen ameliyat, düşme, ürkütücü bir olay ve benzeri durumlar sonucu kişide tik bozukluğu tetiklenebilmektedir.
Tiklerin nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Tik bozukluğu tek bir nedene bağlamak mümkün değildir. Tik bozuklukları değerlendirilirken kişinin hastalık öyküsü, aile öyküsü, fiziksel değerlendirme ve nörolojik muayene şarttır. Gelişimsel veya mental bozukluklar, kronik hastalıklar, psikolojik ve nörolojik bozukluklar, aile ve arkadaşlarla olumsuz ilişkiler, önemli yaşam olayları, stres gibi durumlar hastalığın gidişini olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir.
Tik bozukluğunun psikolojik etmenleri nelerdir?
- Genetik nedenler
- Sosyal faktörler
- Çocuktan kapasite sınırlarının üstünde bir performans beklenmesi
- Ailede aşırı kontrolcü, mükemmeliyetçi ve baskıcı tutumlar
- Çocuğun gerekli ilgi ve sevgiden mahrum bırakılması
- Sürekli başkalarıyla kıyaslanması
- Stres ve kaygı yaratan bir ortamda bulunması psikolojik etmenlerin bazılarıdır.
Çocukları sürekli tiklerini düzeltmesiyle ilgili uyarmak tik bozukluğunu ortadan kaldırmanın aksine onu daha karmaşık hale getirir.
Tik bozukluğu tedavisi için her şeyden önce çocuk stresten olabildiğince uzak tutulmalı ve sakin, düzenli bir aile ortamında bulunmalıdır. Ailede katı ve kaygılı eğitim tarzından uzak durulması, çocuğun kardeşleriyle veya başka insanlarla kıyaslanmaması, kaygı ve duygularını ifade edebileceği ortam yaratılması önemlidir. Ayrıca çocuğun sosyal çevresi tik konusunda bilgilendirilmelidir. Çocuk kendini dışlanmış hissettiğinde daha karmaşık sorunlarla baş etmek zorunda kalabilmektedir. Tiki oluşturan nedenler ruhsal kökenli olduğu takdirde psikoterapi çok büyük önem taşımaktadır.
Cinsel terapi, aile danışmanlığı, eğitim danışmanlığı, kurumsal eğitimler için bilgi ve randevu formu üzerinden iletişim kurabilirsiniz.